
*Carpe Diem : gününü gün et, zamanın tadını çıkar, günü yakala, anı yaşa ve ya günü yaşa gibi anlamlardaki özdeyiş.
"Yaptığım hiçbir şey için pişman değilim, tüm öfkem yapamadıklarıma." diye bir söz okumuştum bir, iki yıl önce. O zaman bana bu denli anlamlı gelmeyen bu söz, şu an yaşamın sırrı bulunmuş gibi heyecanlandırıyor beni.
Bütün insanlar hayatları boyunca hatalar yaparlar, bu değişmeyen bir kuraldır. Hayattaki amaç ise o hataları tekrarlamadan yaşamaya çalışmaktır. Bir düşünürün söylediğine göre ise, "Silgi kullanmadan resim çizme sanatıdır."
Bu sanatı işlerken, kaleminizi çok bastırırsanız muhtemelen geri dönülmez hatalar yapacaksınızdır. Çoğu zaman kendine güveni fazla taşan insanların tercih ettiği bir yoldur.
Eğer kaleminizi bastırmadan çizmeye çalışırsanız, aslında hayatın içinde olmadığınızı fark edeceksinizdir. Mutluluk, üzüntü, heyecan gibi hiçbir duyguyu yaşamadan zavallı bir şekilde yaşamınızı sürdüreceksiniz. Bu yöntemi uygulayan kişiler kendine güveni olmayan insanlardır.
Nietzsche'nin bu konu ile ilgili beğendiğim bir sözü var: "Korkarak yaşıyorsan yalnızca hayatı seyredersin.."
İki uç noktayı eledik ancak hiç kimse tüm hayatını tam orta sertlikte geçiremez. Bazen biraz sert, bazen biraz yumuşak şekilde yaşamak gerekir. Tabi ki hatalar yapacağız. Önemli olan bunlardan gerekli dersleri çıkarabilmektir.
Yanlış anlamayın beni, her hatanın ardından kendinize olan güveninizi yavaş yavaş kaybedin demiyorum. Kalemi elinize aldığınız her zaman kendinize "bu sefer olacak" diyebilmeniz ve daha güçlü bir şekilde denemeniz yeterlidir.
"Hayat bizi birçok defa düşürmeye çalışır, önemli olan kalkacak gücü bulmaktır."
Bu yazıyı yazma sebebime gelirsek, beni derinden etkileyen bir olay üzerine kafamda kurgulamaya başladım. Bugün de elime kalemi aldım..
Geçtiğimiz hafta Slovenya'daydım. Hayatımda ilk defa "aşk" ve ya ona çok benzeyen bir duygu yaşadım. Bu duyguların sahibi olan kız arkadaşıma, sevgilisi olduğu için 'seni seviyorum' diyemedim. Sadece 'seni özleyeceğim' demekle yetindim. Ertesi gün hissettiklerimi söyleyecek cesaretimi toplamış okula doğru yürürken buldum kendimi, ev arkadaşına nerede olduğunu sorduğumda çoktan ülkesine doğru yola çıktığını öğreniyorum. Başımı aşağıya doğru indiriyorum, tüm insanların hayatları boyunca sayısız defa yaşadığı çaresizlik duygusu tüm bedenimi kaplıyor. Öfkem, üzüntüm kızdan kötü bir cevap almış olmama değil. Hissettiklerimi söyleyecek şansım varken söyleyemediğim için. Ev arkadaşı şaşkınlıkla ellerini ağzına götürüp, "sen ondan hoşlanıyordun!" diyor. Hiçbir şey söylemeden geri dönüp, arkama bir kere bile bakmadan beni bekleyen servise biniyorum. Aynı birgün önce ona sevdiğimi söyleme fırsatını kaçırdığım kıza yaptığım gibi, yine pişman oluyorum.
Taflan Deniz
13.06.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder