Öncelikle başrol karakteri olan Wladyslaw Szpilman'i canlandıran Adrien Brody'e değinmek istiyorum. Bu role bürünebilmek için 30 kilo verdiği, 6 aylıkta piyano eğitimi aldığı gerçeği bir yana yaptığı oyunculuk muazzamdı. "Soğuk" temalı filmimizde üşüdüğü için zar-zor konuşması, ellerini hareket ettirememesi üst düzey bir oyunculuk göstergesiydi. 2002 yılında Piyanist filmi bütün ödülleri toplarken, Brody'nin payına düşen en büyük ödülse "En İyi Erkek Oyuncu" ödülüydü..
Piyanist filminin konusuyla çok fazla benzeşen film var ancak Piyanist kadar etkileyebilen fazla film yok. Film bittikten sonra bile kulağınızda "Why did i do it? Why did i do it?" sesleri yankılanması, bu filmin etkisini yeterince anlatmaktadır.
Konusunun içine girecek olursak, bizim izlerken dayanamadığımız olayların bir zamanlar gerçekten yaşanmış olduğunu düşünmek üzüntü verici. Okuduğum değerlendirmelere göre bu filmin bazı sahnelerinde gülen kişiler varmış, hangi paralel evrende yaşadıklarını şiddetle merak ediyor, bu yazının altına yorum olarakta belirtmelerini rica ediyorum.
Verdiği birçok mesaj olmasına rağmen, verdiği en büyük mesaj : "insanları, insan olduğu için sevin"dir. Yazıma filmde geçen bir diyalogla son veriyorum ;
-Ateş etmeyin, ben Polonyalıyım!
-Neden o zaman o lanet Alman paltosunu giyiyorsun?
-Üşüyorum...
Taflan Deniz
12.06.2013
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder