17 Temmuz, 2014

Heil Democracy!

HEIL DEMOCRACY!
“Cahil bir toplum özgür bırakılıp seçim hakkı verilse dahi, hiçbir zaman özgür bir seçim yapamaz. Sadece seçim yaptığını zanneder.
Cahil toplumla seçim yapmak okuma-yazma bilmeyen adama hangi kitabı okuyacağını sormak kadar ahmaklıktır!
Böyle bir seçimle iktidara gelenler, düzenledikleri tiyatro ile halkın egemenliğini çalan zalim ve madrabaz hainlerdir!”
-Friedrich Nietzsche

Seçim yapmak ancak ne istediğini bilen, insan zeka sınırlarını zorlayan ve her toplumda sadece birkaç tane bulunan insan-üstü bireylerin oluşturduğu bir “halk” tarafından yapılmadığı sürece “halkın egemenliği” ilkesi söz konusu değildir. Aksi durumlarda dinler, milliyetçilik düşünceleri ve zorbalıklarla sindirilen insan yığını “halkın” yaptığını sandığı seçimler sonu belli bir piyesten farksızdır.
Evrimin gelinen noktasında kendisi için neyin iyi, neyin kötü olduğu farkında olacak zekaya ve kendini bilirliğe sahip olmak insan ırkının henüz sahip olmadığı bir meziyettir. Afyon misali aşırı doz din ve politikacı yalanları ile uyuşturulan beyinlerin o seviyeye gelmesi şimdilik insanlıktan milyarlarca yıl uzaktadır.

“Halk neyin doğru, neyin yanlış olduğunu bilmez ve daima yalan söyler. Hayvan bile olamaz çünkü hayvan olması için masum olması gerekir.”
-Friedrich Nietzsche (2)

Halk kolayca şekil verilmeye elverişli bir çamurdan ibarettir. Ancak aptallıklarını yüzlerine çarpan insanların değil, aptallıklarından yararlanmasını bilen şarlatanların peşinden gitmeye meraklıdır. Çünkü güce tapmak bunu gerektirir. Yıllar boyunca ağzından “padişahım sen çok yaşa”dan başka laf çıkmamış halkın yaptığı-yapacağı tüm seçimler kendilerine bir padişah belirlemesini sağlar. Aptal çoğunluk, her zaman aydın azınlığa üstün geleceğinden dolayı yönetim şekli istenildiği kadar değişsin, insan profili aynı kaldıkça pratikte değişen hiçbir şeyden bahsedilemez.

“Oy kullanmak bir şeyleri değiştirecek olsaydı, çoktan yasaklanırdı.”
-Keny Arkana

Politikacılar tarafından kullanılan, oysa aklını kullandığını zanneden, kızgın ve aptal bir kalabalıktan daha tehlikeli bir toplum yoktur. “Tekbir! Allah-u ekber!” sesleri duyulunca kafaların kılıçlardan geçirilmeye başlanması bunu sonuna kadar kanıtlar niteliktedir. Gerçi burada halk ancak bir tek hücreli canlının yaşamını devam ettirebilmek için geçireceği bölünmeyi seçebileceği kadar seçme hakkına sahiptir.
Öte yandan; tanrılara yaraşır düzeyde kültürlü, eğitimli bir toplumun bile yapacağı seçimin sonucu farklı olmayacaktır. Çünkü demokrasi sanılanın aksine bir “yönetim şekli” değil, “yönetim sistemi”dir. Ne diyor Stalin: “Oyları kimin kullandığı değil, kimin saydığı önemlidir.”
İşte bu kadar!

Taflan Deniz
17.07.2014

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder