Zamanının en popüler basketbol dergisi SLAM, 2009’un Aralık ayında bu başlığı
atıyor Miami Heat’ın kurtarıcısı Dwyane Wade için. Kapakta suratı galibiyet
isteği ile gerilmiş bir Wade, altta ise bu başlık. “Tropik Fırtına! Wade’in
Karşısında Durmayın.”
NBA Tarihi boyunca birçok oyuncu sakatlıklarla boğuşmuştur. Kimi o kadar büyük
sakatlıklar geçirmiştir ki bir daha lige adımını atamamıştır. “Sözde” şanslı
olanlar ise geri dönmeyi başarmıştır. Maalesef her geri dönen oyuncu kariyerine
aynı şekilde devam etmemiştir. Hatta çoğu öyle büyük bir düşüşe uğramıştır ki,
takımın vazgeçilmez oyuncusundan, çöp oyuncuya kadar düşmüştür..
Dwyane Wade’de bu sakatlıklardan birisini yaşadı, çoğu NBA oyuncusu gibi. Oyunu
atletikliğe bağlı bir oyuncu için sakatlık ne derece önemliydi? Çoğu otorite
Wade’ın geri döndüğünde yapabileceklerini o kadar aşağıda gördü ki, Wade’ye
sadece sahada cevap vermek kalmıştı. Wade sakatlıktan öyle bir döndü ki,
takımına 13’te 11’lik bir seri getirdi. Tropik Fırtına’nın karşısında çok az
kişi durabildi, durabilenlerin sonu ise Varejao’dan farklı olmadı.
http://www.youtube.com/watch?v=weYG3rS1PWU
Wade sakatlıktan döndükten sonra o kadar maç kaçırmış olmasına rağmen All-Star
seçildi. All-Star günü Phoenix’e bir limuzin girdi. Limuzinin içerisinden her
zaman ki gibi başarıya odaklanmış bir Dwyane Wade çıktı, sağ gözünün altında
mavi bir “WADE” bantı. Muhabirler yanına yaklaşıp sorularına başladığı zaman
Wade sadece şunu söyledi : “Buraya beni izlemeye geldiğinizi biliyorum.”
Ardından küçük bir sırıtış, sanki bunu yapmak için doğmuş..
Wade o maçta 22 Dakika süre alırken hiç üçlük kullanmadan 18 Sayı bırakıyor
Batı’nın yıldızlarına karşı. Wade geri dönmeden önce atıp tutan otoritelerde
izliyor tabi maçı, ertesi gün Wade’yi nasıl öveceklerini tartışıyorlar..
Bu parlak günler yaşanırken, Miami Heat’ın şampiyon kadrosu dağılalı yaklaşık
bir sene olmuştu. Yıldızın geri dönüşü mükemmeldi fakat tek başına bir yüzük
kazanabilecek miydi?
“Birlikten kuvvet doğar.” Mantığıyla yola çıkan Miami yöneticileri Cleveland’ı
yıllarca taşımaya çalışmış Lebron James’i, aynı şekilde yıllarca Toronto’yu
taşımış olan Chris Bosh’u takıma dahil ettiler. Lebron James’in ayrıldığını
duyunca Cleveland’da halk sokağa çıktı, James formaları yakıldı. Bunlar
yaşanırken Miami’de bayram vardı..
Big-Three başta birbirine hiç uyum sağlayamadı. Hatta o kadar kötü oynadılar
ki, Miami Heat yöneticileri takımı dağıtmayı bile düşündü. Fakat zamana
bıraktılar, Heat birbirine alışınca o kadar iyi oynamaya başladı ki. Daha ilk
senelerinde finale kadar çıktılar, finalde Mavs’a karşı hazin bir yenilgi
almalarına rağmen pes etmeyecekleri ortadaydı. Mavs şampiyonluk kutlamaları
yaparken, Heat şampiyonluk hazırlığı yapıyordu..
2012 Sezonu, bahislere göre ½ ihtimal ile şampiyon Miami Heat olacaktı. Öyle
böyle geçen bir sezondan sonra Play-Off’larda bekledikleri gibi çok rahat
ilerleyemediler. İlk turu 4-1 ile geçtiler. İkinci turuda geçtiler, üçüncü turda karşılarına tecrübe
dolu bir takım geldi, Boston Celtics. İlk iki maçı kazanınca kendilerini
rahatlattılar, Boston seriyi 3-2’ye getirdi. Miami evinde ve deplasmanda maç
vermeyerek bu seriyide kazanarak Konferans Finali Şampiyonu oldu. Finalde genç
yeteneklerle karşılaşacaklardı, Oklahoma City Thunder ile..
İlk maçı kazanan taraf Thunder oldu, yüzüğü hayatının en önemli noktasına
koymuş olan Lebron ise aldı sazı eline. Wade’in de yardımı ile bir daha maç
kaybetmediler, 4-1 yapıp seriyi kazandılar..
“Bugün hayatımın en mutlu günü.” Diyor Lebron James, yanına tropik fırtına
Dwyane Wade ve pota altının öldürücü ismi Chris Bosh. Önlerinde ise kupa. Wade ikinci yüzüğünü
parmağına geçirmenin heyecanını yaşıyor. Atletik özellikleri yaşıyla doğru
orantılı bir şekilde azalıyor, zaten Wade hiçbir zaman keskin bir şutor de
değildi. Merak konusudur bir daha basketbol dergisi kapağına çıkıp çıkmayacağı.
Derginin kapakları unutulabilir fakat eminim ki Wade’nin galibiyet için
odaklanmış yüz ifadesi asla unutulmayacaktır.
Taflan Deniz
09.07.2012
HELAL OLSUUN ! :D
YanıtlaSilSamimi bir dilin var,bu yönün iyi.Yazı da fena olmamış.Wade bölümü iyi.
YanıtlaSilBu sezon Miami fena bir normal sezon geçirmedi 46-20 ile Doğu'da ikinci.Rakipleri New York'u rahat elediler açıçası,4-1 ile.Ama sonra zor iki takım geldi,ilk Orlando'yu eleyen Pacers,sürpriz iki galibiyet aldı ama,Miami Arap atı gibi,sonradan açıldı.Doğu finalinde ise yaşlı kurtların takım ile karşılaştılar.Burada işte zorlandılar.4-3 kazandılar zorlanarak.3-2 olunca çoğu kişi gibi Boston BİG3'si final oynar diye düşündüm olmadı.Ama istemez miydim,hayır.Boston-Oklahoma isterdim şahsen...Ama gerek LeBron esprilerinin bitmesi gerek Miami'nin geçen senenin öcünü almasına sevindim diyebilirim.Finaller süperdi,2 kere uyuya kalsam da son maçı seyrettim.
İyi bir Play-Off'tu ama sakatlıklar olmasa mesela Derick Rose,her şey farklı olurdu...
Teşekkür ederim yorumun için. Söylediklerine tamamen katılıyorum. :)
Silvalla wade'in 2006'da sahip olduğu hakemlere ben sahip olsam ben de şampiyon olurdum, ama olmadı 2012'ye kaldı o da iyi
YanıtlaSil