09 Temmuz, 2012

“Tropik Fırtına! Wade’nin Karşısında Durmayın.”

Zamanının en popüler basketbol dergisi SLAM, 2009’un Aralık ayında bu başlığı atıyor Miami Heat’ın kurtarıcısı Dwyane Wade için. Kapakta suratı galibiyet isteği ile gerilmiş bir Wade, altta ise bu başlık. “Tropik Fırtına! Wade’in Karşısında Durmayın.”

NBA Tarihi boyunca birçok oyuncu sakatlıklarla boğuşmuştur. Kimi o kadar büyük sakatlıklar geçirmiştir ki bir daha lige adımını atamamıştır. “Sözde” şanslı olanlar ise geri dönmeyi başarmıştır. Maalesef her geri dönen oyuncu kariyerine aynı şekilde devam etmemiştir. Hatta çoğu öyle büyük bir düşüşe uğramıştır ki, takımın vazgeçilmez oyuncusundan, çöp oyuncuya kadar düşmüştür..
Dwyane Wade’de bu sakatlıklardan birisini yaşadı, çoğu NBA oyuncusu gibi. Oyunu atletikliğe bağlı bir oyuncu için sakatlık ne derece önemliydi? Çoğu otorite Wade’ın geri döndüğünde yapabileceklerini o kadar aşağıda gördü ki, Wade’ye sadece sahada cevap vermek kalmıştı. Wade sakatlıktan öyle bir döndü ki, takımına 13’te 11’lik bir seri getirdi. Tropik Fırtına’nın karşısında çok az kişi durabildi, durabilenlerin sonu ise Varejao’dan farklı olmadı.
http://www.youtube.com/watch?v=weYG3rS1PWU


Wade sakatlıktan döndükten sonra o kadar maç kaçırmış olmasına rağmen All-Star seçildi. All-Star günü Phoenix’e bir limuzin girdi. Limuzinin içerisinden her zaman ki gibi başarıya odaklanmış bir Dwyane Wade çıktı, sağ gözünün altında mavi bir “WADE” bantı. Muhabirler yanına yaklaşıp sorularına başladığı zaman Wade sadece şunu söyledi : “Buraya beni izlemeye geldiğinizi biliyorum.” Ardından küçük bir sırıtış, sanki bunu yapmak için doğmuş..
Wade o maçta 22 Dakika süre alırken hiç üçlük kullanmadan 18 Sayı bırakıyor Batı’nın yıldızlarına karşı. Wade geri dönmeden önce atıp tutan otoritelerde izliyor tabi maçı, ertesi gün Wade’yi nasıl öveceklerini tartışıyorlar..
Bu parlak günler yaşanırken, Miami Heat’ın şampiyon kadrosu dağılalı yaklaşık bir sene olmuştu. Yıldızın geri dönüşü mükemmeldi fakat tek başına bir yüzük kazanabilecek miydi?

“Birlikten kuvvet doğar.” Mantığıyla yola çıkan Miami yöneticileri Cleveland’ı yıllarca taşımaya çalışmış Lebron James’i, aynı şekilde yıllarca Toronto’yu taşımış olan Chris Bosh’u takıma dahil ettiler. Lebron James’in ayrıldığını duyunca Cleveland’da halk sokağa çıktı, James formaları yakıldı. Bunlar yaşanırken Miami’de bayram vardı..
Big-Three başta birbirine hiç uyum sağlayamadı. Hatta o kadar kötü oynadılar ki, Miami Heat yöneticileri takımı dağıtmayı bile düşündü. Fakat zamana bıraktılar, Heat birbirine alışınca o kadar iyi oynamaya başladı ki. Daha ilk senelerinde finale kadar çıktılar, finalde Mavs’a karşı hazin bir yenilgi almalarına rağmen pes etmeyecekleri ortadaydı. Mavs şampiyonluk kutlamaları yaparken, Heat şampiyonluk hazırlığı yapıyordu..

2012 Sezonu, bahislere göre ½ ihtimal ile şampiyon Miami Heat olacaktı. Öyle böyle geçen bir sezondan sonra Play-Off’larda bekledikleri gibi çok rahat ilerleyemediler. İlk turu 4-1 ile geçtiler. İkinci turuda geçtiler, üçüncü turda karşılarına tecrübe dolu bir takım geldi, Boston Celtics. İlk iki maçı kazanınca kendilerini rahatlattılar, Boston seriyi 3-2’ye getirdi. Miami evinde ve deplasmanda maç vermeyerek bu seriyide kazanarak Konferans Finali Şampiyonu oldu. Finalde genç yeteneklerle karşılaşacaklardı, Oklahoma City Thunder ile..
İlk maçı kazanan taraf Thunder oldu, yüzüğü hayatının en önemli noktasına koymuş olan Lebron ise aldı sazı eline. Wade’in de yardımı ile bir daha maç kaybetmediler, 4-1 yapıp seriyi kazandılar..
“Bugün hayatımın en mutlu günü.” Diyor Lebron James, yanına tropik fırtına Dwyane Wade ve pota altının öldürücü ismi Chris Bosh. Önlerinde ise kupa. Wade ikinci yüzüğünü parmağına geçirmenin heyecanını yaşıyor. Atletik özellikleri yaşıyla doğru orantılı bir şekilde azalıyor, zaten Wade hiçbir zaman keskin bir şutor de değildi. Merak konusudur bir daha basketbol dergisi kapağına çıkıp çıkmayacağı. Derginin kapakları unutulabilir fakat eminim ki Wade’nin galibiyet için odaklanmış yüz ifadesi asla unutulmayacaktır.

Taflan Deniz
09.07.2012

4 yorum:

  1. Samimi bir dilin var,bu yönün iyi.Yazı da fena olmamış.Wade bölümü iyi.

    Bu sezon Miami fena bir normal sezon geçirmedi 46-20 ile Doğu'da ikinci.Rakipleri New York'u rahat elediler açıçası,4-1 ile.Ama sonra zor iki takım geldi,ilk Orlando'yu eleyen Pacers,sürpriz iki galibiyet aldı ama,Miami Arap atı gibi,sonradan açıldı.Doğu finalinde ise yaşlı kurtların takım ile karşılaştılar.Burada işte zorlandılar.4-3 kazandılar zorlanarak.3-2 olunca çoğu kişi gibi Boston BİG3'si final oynar diye düşündüm olmadı.Ama istemez miydim,hayır.Boston-Oklahoma isterdim şahsen...Ama gerek LeBron esprilerinin bitmesi gerek Miami'nin geçen senenin öcünü almasına sevindim diyebilirim.Finaller süperdi,2 kere uyuya kalsam da son maçı seyrettim.

    İyi bir Play-Off'tu ama sakatlıklar olmasa mesela Derick Rose,her şey farklı olurdu...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim yorumun için. Söylediklerine tamamen katılıyorum. :)

      Sil
  2. valla wade'in 2006'da sahip olduğu hakemlere ben sahip olsam ben de şampiyon olurdum, ama olmadı 2012'ye kaldı o da iyi

    YanıtlaSil