06 Temmuz, 2012

" Sorun Yok Kobe! Ben Pas Atabilirim. "


NBA'de şu güne kadar oynamış oyuncular ve gelecekte oynayacak bütün oyuncular, bu ligde bulunan oyuncuları kendi kafasında birçok şekilde bölecektir. "Smaç basabilenler-basamayanlar" - "Üçlük atabilen-atamayanlar" ve aklınıza gelebilecek bütün ters düşen kavramlar olarak. Fakat asıl olarak oyuncuları ikiye ayıracaklar, bencil oynayanlar ve bencil oynamayanlar..

Uzun zamandır bu ligin takipçisi biri olarak şunu söyleyebilirim ki, NBA hakkında ki, daha doğrusu basketbol hakkında ki en yanlış bilinen şey "iyi oyuncu, sayı atan oyuncudur" mantığıdır. Bu mantık beraberinde bencil oynayan oyuncuları getirmiştir. Çok az sayıdaki oyun zekasına sahip oyuncu, bu oyunun bir takım oyunu olduğunu ve kendini ön plana çıkarmaktan önemli şeyler olduğunu anlayabilmiştir. Bu oyuncularsa zaten evlerimizde posterlerinin asılı olduğu oyunculardır. 

Zaman geçtikçe ve dolayısıyla basketbol evrenselleştikçe takım oyununun önemi artmaya başlamıştır. Yanlış anlamayın, bu artış bencil oyuncuların soyunu tüketmemiştir.
Onlar hala aramızdalar ; mahallenizdeki parktalar, takımınızla çıktığınız maçtalar, yorucu bir günden sonra eve gelip televizyonu açtığınızda ekrandalar.. Merak etmeyin, onlar her zaman aramızdalar. "Tüm bencil oyuncuların kellesi vurula!" demek istiyorum ama işe en sevdiğim oyunculardan başlarlar diye de korkmuyor değilim..

Yanlış hatırlamıyorsam dün sabah erken saatlarde, Lakers-Phoenix takası gerçekleşti. Draft hakları ve birçok şey Phoenix'e giderken karşılığında çok büyük bir şey Los Angeles Lakers'a geldi. Belki de NBA'de ki en iyi saha görüşüne sahip olan, "tüm bencil oyuncuların" kellesi vurulsa adının yanından bile geçilmeyecek bir isim. Sanırım siz o ismi zaten biliyorsunuz, yılların paslatamadığı, arkasında gözlerinin bulunduğunu ciddi ciddi düşündüğüm oyun kurucudan bahsediyoruz tabi ki. Steve Nash'ten yani..

"Steve Nash seneye nasıl bir performans gösterecek?" diye kendimize sormadan önce, şunu sormalıyız kendimize : "Steve Nash'ten ne bekliyoruz?"
39 Yaşında, dolayısıyla yavaşlamış refleksler, eskisi kadar keskin bir şutuda yok, atletizm desen Nash zaten hiçbir zaman atlet bir oyuncu olmamıştı.. Şimdi çıkıp birisi diyecek : "O kadar övdün, şimdi gelip bunları mı söylüyorsun o adama?" diye. İşe önce kabullenmekle başlamalıyız. Merak etmeyin, kimse Nash'in çıkıpta her maç 30-40 sayı atmasını beklemiyor. Çünkü bir tarafında NBA'in gelmiş geçmiş en iyi oyuncusu olarak kabul edilen Michael Jordan'ın veliahtı Kobe Bryant, diğer yanında ligin en iyi ikinci pivotu Andrew Bynum olacak. Bizim şu "inanılmaz" saha görüşlü Nash ne yapıyordu sizce? Tahmin edebileceğiniz gibi pas atıyordu. Peki sizce, ligde bu pasları atabileceği daha iyi bir takım var mı? Soruyu kendim cevaplayacaksam açık açık söyleyeyim, hayır yok.

Bynum'ı bir tarafa kaldıracağım izin verirseniz, yenilmiş bir yemeği mutfağa kaldırırcasına. "Güzeldi, hoştu fakat üstünde konuşulacak fazla da bir şey yoktu" tarzında anlayacağınız. Konu bütünlüğünü bozmadan NBA'in aktif en clutch oyuncusuna geçmek istiyorum ben ; Black Mamba'ya..
5× NBA Şampiyonluğu (2000, 2001, 2002, 2009, 2010), 2× NBA Finaller MVP (2009–2010), NBA En Değerli Oyuncu (2008), 14× NBA All-Star (1998, 2000–2012), 2× NBA Sayı Kralı (2006–2007), 10× All-NBA Birinci Takım (2002–2004, 2006–2012), 2× All-NBA İkinci Takım (2000–2001), 2× All-NBA Üçüncü Takım (1999, 2005), 9× NBA Defans Birinci Takım (2000, 2003–2004, 2006–2011), 3× NBA Defans İkinci Takım (2001–2002, 2012), NBA Çaylak İkinci Takımı (1997), 4× NBA All-Star MVP (2002, 2007, 2009, 2011) ve NBA Smaç Yarışması Şampiyonu (1997) olmuş olması bana kalırsa Steve Nash ile beraber seneye ondan ne bekleyebileceğimizi açıklıyor. Kobe bu kadar ödül kazanmış olmasına, bu kadar şampiyonluk yaşamış olmasına rağmen kariyeri boyunca tek bir şeyle suçlandı, "bencillik."

Şu "bencil" olarak nitelendirilen Kobe Bryant, lokavt zamanı yüzüklerini çıkartıp ardından masaya koyup, "takımım yoksa, bende yokum." diyen Kobe Bryant ile aynı kişi değil mi? Eğer ben bir şizofren değilsem ve hayal dünyasında yaşamıyorsam "bencil" olarak nitelendirilen ve "takımım yoksa ben yokum" diyen aynı kişi. Bunun karşılığında benim aklıma şundan başka mantıklı bir cevap gelmiyor ; "Bencilliğin ne olduğunu biliyor muyuz?"

"Bencillik" olarak nitelendirdiğimiz kavram, insan ilişkilerinde hep ben, hep ben diyen kişidir. Karşı tarafın ne düşündüğü umrunda değildir, kendisinin mutlu olması tek isteğidir. Buraya kadar tamamsak, ben size şunu sormak isterim : "2009 Finallerinde şampiyon oldukları zaman, yüzüğü Kobe Bryant takımına getirdiği zaman benim gördüğüm kadarıyla mutsuz olan bir kişi bile yoktu Lakers'ta. Ee, o zaman Kobe Bryant'ın bencilliği nerede devrede giriyor?" Kobe'nin bencillik gibi bir sorunu yok ama bencillik diye bir korkusu var. Steve Nash'in birden bire bencil bir oyuncuya dönüştüğünü düşünsenize. Lakers'ta iç savaş çıkardı heralde..

Herkes görevini yapıyor. Kobe'nin görevi sayı atmak, o da sayı atıyor. Nash'ın görevi asist yapmak, asist yapıyor. Bynum'un görevi ribaund almak, ribaund alıyor. Baştada söylemeye çalıştığım gibi takım oyunu ortada varsa, bencillik diye bir şey yoktur. Bencillik diye bir şey varsa, takım oyunu ortada yoktur. Steve Nash gibi zeki ve takım oyununun önemini anlamış bir oyun kurucu ile Kobe Bryant'ın anlaşamaması için hiçbir neden göremiyorum. Kobe'nin bencillik korkusunu üstünden atması için Nash'ten şöyle bir söylem gelirse şaşırmayın ;

" Sorun Yok Kobe! Ben Pas Atabilirim. "

Taflan Deniz
06.07.2012

2 yorum:

  1. Akıcı ve samimi bir yazı olmuş diyordum tam, her şey çok iyi giderken yazıda tek bir yerde bir sorun var. Ve o sorun yazının ortasında olunca, bir an koptum yazıdan. Sonuna kadar soluksuz okudum diyemem bu yüzden. Fakat o kısım geçince derin bir oh çektim ve tekrardan kesintisiz okumaya devam ettim. Şu Kobe'nin rekorlarını kopyaladığın bölüm yazıda itici bir görüntü vermiş. Onun dışında her şey çok iyi diyebilirim.

    Üslup güzel, değerlendirmeler güzel. Eline sağlık, nicelerini yazman dileğiyle. Blog için de hayırlı olsun diyelim. Yolunda başarılar dilerim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim öncelikle.

      Bende düşündüm koysam mı koyamasam mı diye. Hoşunuza gidebilecek bir şey diye düşünüp koydum, keşke koymasaymışım. Kendimi geliştirmeye çalışacağım.

      Sil